Wynne McLaughlin senaryosu ve Neill Fearnley yönetmenliği ile klonlama konusunun işlendiği 1998 yapımı filmde hafızası çalınan ve 20 yıl sonra uyanan johnny dalton'un gelecekte kendini arayışı anlatılmaktadır.
10 Ekim 2011 Pazartesi
9 Ekim 2011 Pazar
HEATSEEKER
Albert Pyun'nun yazıp yönettiği 1995 yapımı filmde kimin daha iyi cyborg yaptığını öğrenmek için siberteknoloji şirketleri tarafından düzenlenmiş olan cyborg'ların dövüştürüldüğü bir turnuvaya katılması için sevgilisi kaçırılan bir cyborgun hikayesi...
HARDWARE
Richard Stanley'nin Steve MacManus, Kevin O’Neill, Michael Fallon ile birlikte senaryolaştırarak yönettiği 1990 yapımı postapokaliptik film B statüsünde olup biraz Terminatör'ü anımsatsa da cyberpunk filmler arasında iyi bir yeri var. Hikaye çölde bulunan bir robot kafasıyla başlamaktadır.
HACKERS
Rafael Moreu'nun senaryosunu yazdığı ve Iain Softley'nin yönettiği 1995 yapımı filmde Dade Murphy, 'Zero Cool' kullanıcı adıyla ülkeyi sarsan bir hack işine
imza atan, 11 yaşında bir çocuktur. Küçük yaşına rağmen yaptığı büyük
hack olayından sonra evini basan polis memurlarınca, 18 yaşına gelene
kadar bilgisayar öncelikli olmak üzere, teknolojik aletlere dokunması
yasaklanan Dade, 7 yıl sonra 18 yaşına geldiğinde tekrar hackleme işine
geri dönecektir. Gittiği okulda da tıpkı kendisi gibi hack işi ile
uğraşan bir arkadaş grubuna sahip olan Dade, fazla iddialı ve hırslı bir
kız olan Kate'den hoşlanır.
GHOST IN THE SHELL 2.0
Ghost in the shell serisinin 1995 de ki ilk filminin 2008yılında elden geçirilmiş versiyonu olan film yine Mamoru Oshii tarafından yönetilmiştir.
2029 yılında dünya günlük yaşamın her alanına yayılmış
sınırsız bir elektronik ağ ile birbirine bağlıdır. İnsanlar, cyborglar,
robotlar ve yapay zekaya sahip programlar bu ağın birer parçasıdır.
İnsanları diğer yaşam formlarından ayıran tek ayırt edici özellik ise
sahip oldukları hayaletlerdir. Hayalete sahip her türlü canlı,
tamamı ile sibernetik bir vücuda sahip olsa da insan olarak
tanımlanmakta ve insana dair her türlü hak ve özgürlüklerden
yararlanabilmektedir. Ancak, siber suçlular hayaletleri yönlendirmekte,
algısal verilere ulaşılabilmekte hatta hafızalar silinip üzerlerine
yenilerini yazılabilmektedir. Böyle bir ortamda, insanlığın, bilincin
ve varoluşun bilinen tanımları bile netliklerini yitirmektedir. Japonya’nın Ulusal Kamu Güvenliği Komisyonu teşkilatında yarı özerk konumda faaliyet gösteren 9. Şube
personeli yukarıda anılan suçlara karşı mücadele eden özel bir
birimdir. Teşkilatın harekat lideri, vücudu tamamı ile sibergenetik
organ ve uzuvlardan oluşan Binbaşı Motoko Kusanagi ve ekibi, siber
suçlulara karşı yürüttükleri operasyonlar esnasında Kuklacı adındaki oldukça tehlikeli ve kimliği tespit edilemeyen bir siber suçluya ulaşır. Motoko Kusanagi ve 9. Şube çok geçmeden Kuklacının gerçek kimliği ve amaçları ile karşı karşıya kalacaktır. GHOST IN THE SHELL(S.A.C)-SOLID STATE SOCIETY
Yönetmen
Kenji Kamiyama ve ekibinin, Ghost in the Shell: Stand Alone
Complex serisine 2004-2005 yılları arasında devam ettiği 26 bölümlük
"Ghost in the Shell: S.A.C 2nd GIG" den sonra ve yine adeta diziye ait
bir plot bölüm niteliğindeki 2005 yapımı "Ghost in the Shell: Stand
Alone Complex - The Laughing Man" filminden sonra 2006 da serinin üçüncü
filmi olan "Ghost in the Shell: Stand Alone Complex - Solid State
Society" Ghost in the Shell ve Ghost in the Shell 2: Innocence
filmlerinin yönetmeni Mamoru Oshii den farklı olarak dizi serisinin
yönetmeni olan Kenji Kamiyama ve ekibi tarafından ortaya çıkarılmıştır.
Yıl MS. 2049. Motoko Kusanagi, 9. Şubeden ayrılalı iki sene olmuştur.
Togusa, personel sayısı dikkat çekici boyutta artan takımın yeni
lideridir. Genişletilmiş yeni 9. Şube bir dizi karmaşık olayla karşı
karşıya kalır ve araştırmalar tüm olayların arkasında Kuklacı adında bir
hackerın olduğunu ortaya çıkarır.Bu esnada, dosyayı farklı bir yönde takip eden Batou Motoko ile
karşılaşır. Motoko "Solid State Society'den uzak dur" dedikten sonra
uzaklaşır. Batou'nun içine Kuklacının Motoko olabileceğine dair bir
şüphe düşer.9. Şubenin yüzleştiyi şaşırtıcı olaylar serisi gitgide ve neredeyse
sanatsal bir şekilde birbirine bağlanır. Kuklacı kimdir? Batou'nun
Motoko ile ilişkisinin akıbeti nedir? Dikkatlice planlanmış bu kusursuz
suçun arkasındaki tam gerçek nedir ve sonuçları ne olacaktır? Sırlar
Solid State Society'yi sarmaktadır
GHOST IN THE SHELL 2 - INNOCENCE
1995 de ki ilk filmin ardından 2002-2003 yıllarında yayınlanan 26 şar bölümlük "Ghost In The Shell - Stand Alone Complex" ve "Ghost In The Shell - Stand Alone Complex (Tachikoma Special's) dizi filmlerinden sonra Mamoru Oshii'nin bu kez yönetmenliğinin yanısıra senaryosunu da üstlendiği serinin ikinci filminin animasyonlarını Kazuchika KISE, Tetsuya NISHIO, Shinya OHIRA, Tadashi HIRAMATSU, Yasuhiro NAKURA, Hisashi EZURA yapmıştır.
Production I.G. ve Studio Ghibli ortaklığında, 20 milyon Amerikan Doları
(2 milyar Yen) bütçe ile hazırlanan Innocence, Masamune Shirow'un ünlü
mangası Ghost in the Shell'de yer alan Robot Rondo isimli bölüm üzerine inşa edilmiştir.Film, 2004 Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülüne aday olmuştur.
Yıl 2032, Bato bir cyborg detektiftir. Robotlar dünyadaki bütün işleri yapabilecek konuma gelmişlerdir. Tüketim çılgınlığı inanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Öyle ki seks köleliği için kullanılan insandan farkı olmayan dişi robotlar üretiliyordur. Robotlarda insanlar gibi yaşıyor ve insanlar gibi haklara sahiptir. Bu nedenle öldürülen bir seks kölesi robot cinayetini araştırmak üzere Bato ve bir başka cyborg robot arkadaşı olan dedektif ile olayı araştırmaya başlarlar.
Batou yaşayan bir kukladır.Kolları, bacakları, tüm vücudu yapaydır.İnsani geçmişinden geriye kalanlar beyninin izleri ve Motoko isimli bir kadının anılarıdır.İnsanlar ve makineler arasındaki sınırın anlamını yitirdiği bir zamanda insanlar insan olduklarını unutmuştur.Bu, insanlığını korumak için mücadele eden yalnız bir adamın hikayesidir.Hayat... masumiyettir.
6 Ekim 2011 Perşembe
GHOST IN THE SHELL
Yapıldığı 1995
yılında anime tutkunlarının gözünde Akira'nın tahtını elinden alan Masamune
Shirow'un mangasından Kazunori Itô tarafından senaryolaştırılan filmin
yönetmeni Mamoru Oshii. Filmin animasyonları ise Toshihiko Nishikibo, Hiromasa
Ogura, Seichi Tanaka, Yasushi Muraki yapmış. Konusu itibariyle 2029 yılında
dünya günlük yaşamın her alanına yayılmış sınırsız bir elektronik ağ ile
birbirine bağlıdır. İnsanlar, cyborglar, robotlar ve yapay zekaya sahip
programlar bu ağın birer parçasıdır. İnsanları diğer yaşam formlarından ayıran
tek ayırt edici özellik ise sahip oldukları hayaletlerdir. Hayalete sahip her türlü
canlı, tamamı ile sibernetik bir vücuda sahip olsa da insan olarak
tanımlanmakta ve insana dair her türlü hak ve özgürlüklerden
yararlanabilmektedir. Ancak, siber suçlular hayaletleri yönlendirmekte, algısal
verilere ulaşılabilmekte hatta hafızalar silinip üzerlerine yenilerini
yazılabilmektedir. Böyle bir ortamda, insanlığın, bilincin ve varoluşun bilinen
tanımları bile netliklerini yitirmektedir.
Japonya’nın Ulusal Kamu Güvenliği Komisyonu teşkilatında yarı özerk konumda faaliyet gösteren 9. Şube personeli yukarıda anılan suçlara karşı mücadele eden özel bir birimdir. Teşkilatın harekat lideri, vücudu tamamı ile sibergenetik organ ve uzuvlardan oluşan Binbaşı Motoko Kusanagi ve ekibi, siber suçlulara karşı yürüttükleri operasyonlar esnasında Kuklacı adındaki oldukça tehlikeli ve kimliği tespit edilemeyen bir siber suçluya ulaşır. Motoko Kusanagi ve 9. Şube çok geçmeden Kuklacının gerçek kimliği ve amaçları ile karşı karşıya kalacaktır.
Japonya’nın Ulusal Kamu Güvenliği Komisyonu teşkilatında yarı özerk konumda faaliyet gösteren 9. Şube personeli yukarıda anılan suçlara karşı mücadele eden özel bir birimdir. Teşkilatın harekat lideri, vücudu tamamı ile sibergenetik organ ve uzuvlardan oluşan Binbaşı Motoko Kusanagi ve ekibi, siber suçlulara karşı yürüttükleri operasyonlar esnasında Kuklacı adındaki oldukça tehlikeli ve kimliği tespit edilemeyen bir siber suçluya ulaşır. Motoko Kusanagi ve 9. Şube çok geçmeden Kuklacının gerçek kimliği ve amaçları ile karşı karşıya kalacaktır.
GATTACA
1997 yılında Amerikan bilim kurgu filmi yazarı Andrew Niccol tarafından
yazılıp yönetilen film 21. yüzyılda geçmektedir. Genetik mühendisliği çok
gelişmiş ve bilimsel olarak kusursuz insanlar yaratılmaktadır. Özel pozisyonlar
için yetiştirilen bu yeni süper insan ırkı yüzünden, normal yollardan dünyaya
gelmiş insanlar işsiz kalmakta ve ikinci plana itilmektedir. Onlardan biri olan
astronot adayı Vincent, test tüplerinde yaşayan tasarımcıların yönettiği bir
dünyada yaşamaya çalışan bir doğal doğum ürünü ya da kısaca bir
"geçersiz"dir. Mükemmellikten uzak genetik kaderini değiştirmek ve
rüyalarını gerçekleştirmek isteyen Vincent,Gattaca şirketinde ancak temizlikçi
olarak iş bulabilecekken genetik kodlarını satmak isteyen Jerome adında bir
"geçerli"yle tanışır. Jerome'un kan, idrar ve saç örneklerini
kullanan Vincent kendine yeni bir kimlik edinir, Gattaca Aerospace
Corporation'da hayallerinin mesleğine kavuşur ve başka bir "geçerli"
olan Irene ile romantik bir birliktelik yaşar. Ancak, görev yerine gitmesinden bir
hafta önce, Gattaca'nın yöneticilerinden biri vahşice öldürülür ve katil
zanlısı Vincent'tir.
5 Ekim 2011 Çarşamba
FULL METAL YAKUZA
Takashi miike'nin 1997 yapımı filminin konusu şöyle: Kensuke Hagane (Tsuyoshi Ujiki), Yakuza'ya yeni katılmış bir
acemidir. Çok beceriksiz biri olan Hegane'ye hiç kimse saygı
duymamaktadır. Günün birinde Hegane'nin patronu ve aynı zamanda da idolü
olan Tosa (Takeshi Caesar),hapisten salıverilir. Ancak çok geçmeden,
bir ganster kavgasında ikisi de yaşamlarını yitirirler. Neyse ki, çılgın
bir bilimadamı, Tosa ve Hegane'nin parçalarını kullanarak onları
diriltir. Hegane şimdi,cyborg bedeninde patronu Tosa'nın kalbini
taşımaktadır. İki Yakuza tek bir bedende birleşmiştir. Hegane,bu
dönüşümün sonunda;kurşun geçirmez ve inanılmaz güçlü bir canavar haline
gelir. Bilimadamının elinden kurtulan Hegane artık tam anlamıyla kalbi
ve ruhu haline gelmiş patronuyla bir intikam yolculuğuna çıkar.
3 Ekim 2011 Pazartesi
FREEJACK
Geoff
Murphiy'in yönetmenliğini yaptığı Freejack'in senaryosu Robert Sheckley'in 1959
yılında yazdığı "İmmortality Inc" romanından uyarlanmış. Filmin hikayesi Alex Furlong(Emilio Estevez) adlı bir
otomobil yarışçısı, yarış sırasında korkunç bir kazada ölmek üzereyken, bedeni,
büyük çarpışmadan saniyeler önce, 21.yüzyıldan gelen korsanlar tarafından
kaçırılmasıyla başlar. Victor Vacendak’ın(Mick Jagger) yönettiği yüksek
teknolojik donanımlı bu korsanların amacı, gelecekte yaşayan yaşlı ve zengin
müşteriler için sağlıklı bedenler bulmaktır. Bu grubun göz koyduğu Alex,
kokpitinin içinden çalındıktan sonra, McCandless şirketinin mülti-milyarder
patronuna verilmek üzere 2009 yılına götürülür.
Yapılan işlem son derece basittir. Ölmekte olan ya da çok yaşlı müşterilerin beyinleri, geçmişten getirilen sağlıklı ve genç bedenlere transfer edilmektedir. Alex Furlong canını dişine katarak başarıyla adamların elinden kaçar. Ne var ki, şiddet ve açgözlülüğün hüküm sürdüğü bu korkunç gelecekte ne peşine düşen Vacendak’tan kurtulması ne de yalnız başına hayatta kalması mümkün görünmemektedir.
Alex, artık ondan 15 yaş büyük bir kadın olan ve McCandless’le yöneticilik yapan eski nişanlısı Julie’ye(Rene Russo) ulaşmaya çalışarak hayatta kalma mücadelesini sürdürür.
Yapılan işlem son derece basittir. Ölmekte olan ya da çok yaşlı müşterilerin beyinleri, geçmişten getirilen sağlıklı ve genç bedenlere transfer edilmektedir. Alex Furlong canını dişine katarak başarıyla adamların elinden kaçar. Ne var ki, şiddet ve açgözlülüğün hüküm sürdüğü bu korkunç gelecekte ne peşine düşen Vacendak’tan kurtulması ne de yalnız başına hayatta kalması mümkün görünmemektedir.
Alex, artık ondan 15 yaş büyük bir kadın olan ve McCandless’le yöneticilik yapan eski nişanlısı Julie’ye(Rene Russo) ulaşmaya çalışarak hayatta kalma mücadelesini sürdürür.
THE FIFTH ELEMENT
Avrupa
sinemasının ustalarından Luc Besson´un bilim kurgu denemesi, eğlenceli, parlak
ve kesin çizgili. Her şeye rağmen Besson´un bilim kurgu gözünü, sıra dışı set
dizaynına ve özel efekt karmaşasına rağmen fark edebiliyorsunuz. Ünlü Fransız
modacı Jean-Paul Gaultier tarafından tasarlanmış ve üretilmiş toplam 954 farklı
kostümün kullanıldığı 1997 yapımı filmde kötülüğü simgeleyen Zorg
(Oldman) ile taksi şoförü Korben Dallas (Willis) arasındaki komik ve acımasız
yaşamsal savaşı izliyorsunuz. Olaylar tantanalı bir 17. Yüzyıl Fransız sarayına
benzer bir yerde geçiyor; yumruk kavgaları, uzaylılar, patlayan silahlar,
aryalar, havaya uçan uzay gemileri ve bitimsiz peş peşe gelen mizah…
Konusu
itibariyle Birinci Dünya Savaşı başlamak üzereyken, uzaydan gelen Mondoshawan
adlı bir ırk, Mısır’daki eski bir tapınaktan dört elementi simgeleyen mistik taşları
ve “Üstün Varlık” ın kaynağı olan beşinci elementin içinde olduğu bir kutuyu
alıp götürürler. 23. yüzyılda dünya şeytani bir gücün karşısında yok olmak
üzeredir. Comelies adındaki bir rahip Mondoshawan’lar tarafından dünyanın ancak
beş element kullanılarak kurtarılabileceği konusunda uyarılır. Ancak dünyaya
gitmekte olan Mondoshawan gemisi, taşları ele geçirmek isteyen Zorg’un paralı
askerlerinin saldırısına uğrar. Gemide bulunan tek organik parçadan Leeloo
adında bir kadın oluşur. Askerlerden kaçan Leeloo önce eski bir uzay savaşçısı
olan taksi şoförü Korben Dallas, sonra da rahip Comelius’la karşılaşır. Rahip O’nu
gördükten sonra dört elementi birleştirecek olan beşinci güç olduğunu anlar.
eXistenZ
Bir
David Cronenberg filmi... Sarmal kurgusu ve çarpıcı finaliyle Cronenberg'in
sanal gerçeklik çağına bakışını yansıttığı filmidir. David Crononberg’in Videodrome
(1983) ile başlayan sanal gerçeklik ve makine –oldukça ilkel anlamda TV ve
video– bütünleşmesi 1999’da eXistenZ filmiyle video oyunları üzerinden
yansıtılır. eXistenZ’da siberpunk’ı çağrıştıran yıkıntı bir garajda
omurilikten özel bir aletle siberuzaya bağlantı portu açılmaktadır. Bu porta
bağlanan konsollar organik hissi veren canlı makinelerdir. Yani insan
makineleştirilirken bünyesine uygun organik, canlı konsollar kulanılmaktadır.
Yapay gerçeklik ise bir tür terapist ya da roleplay anlatıcısı tarafından
kurgulanmaktadır.Konusu itibariyle "Antenna Research" şirketinin en
yüksek düzeydeki yöneticilerinin yeni yarattıkları "eXistenZ" adlı
sanal gerçeklik oyununu test etmek üzere biraraya gelmesiyle başlar.Ama oyunun
esas yaratıcısı, akıllı, popüler, seksi Allegra Geller (Jennifer-Jason Lee)
aralarında en heyecanlı olanlarıdır. Yarattığı oyuna son derece
inançlıdır.Oyuna katılacak gönüllülerin heyecanı da hissedilmektedir. Onların
en çılgın fantazileri ve gerçek arasındaki çizgiyi sonsuza dek yok edecek maceraya
hazırdırlar.Sonunda büyük an gelir, sabırsız oyuncular hayatlarının en büyük
macerasına doğru yola çıkarlar. Fakat aniden fanatik bir suikastçı tarafından
saldırıya uğrarlar. Teröristin amacı o yeni oyunu ve icat edeni yok etmektir.
Allegra kendisini ve eXistenZ'i Ted Pikul'un (Jude Law) sayesinde son anda
kurtarır. Bundan sonra bir kovalamaca başlar. Fakat oyunun makinası büyük hasar
görür. Hasarın ne kadar büyük olduğunu tespit edebilmek ve onarmak için
Ted'den, aleti vücuduna koymasını ister. Böylece ikisi oyunu birlikte oynamaya
başlarlar. Bir yandan anti-eXistenZ protestoculardan kaçan ikili, aynı zamanda
hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını ve oyunun kötü taraflarının gerçeğe
dönüştüğü bir dünyada kendilerini korumaya çalışırlar.
EVE OF DESTRUCTİON
Duncan Gibbins'in yönettiği ve Yale Udoff'la birlikte senaryolaştırdığı 1991 yapımı filmde mimiklerine kadar insansı özellikler taşıyan bir robotun hasar görüp tehlike içermesi sebebiyle yokedilmeye çalışılması anlatılıyor. Ancak robot üstün yetenekleriyle kendini korumaya çalışmaktadır.
2 Ekim 2011 Pazar
1 Ekim 2011 Cumartesi
DARK CITY
Alex Proyas'ın Lem Dobbs ve David S. Goyer ile birlikte senaryosunu yazdıktan sonra yönetmenliğini yaptığı 1998 yapımı filmde görsel olarak cyberpunk öğeler çok fazla karşımıza çıkmasa da filmin içeriğinde bu izleri görürüz.
John Murdoch, bir sabah nasıl geldiğini
bilmediği yabancı bir otel odasında uyanır ve vahşice işlenmiş
cinayetlerin katili olarak arandığını fark eder. Hafızasını kaybetmiş
olduğu için cinayetleri işleyip işlemediğini dahi hatırlıyamamaktadır.
Dedektif Burmstead tarafından aranan Murdoch, gerçekte kim olduğunu
öğrenmek ve karşılaştığı bu korkunç bilmeceyi çözmek için büyük bir
mücadeleye başlar. Yeraltında yaşayan garip canlılarla
karşılaştığında olayı çözmeye çok yaklaşmıştır. 'The Strangers' olarak
tanımlanan, zamanı durdurma ve dünyanın fiziksel yapısını değiştirme
gücüne sahip olan bu yaratıklar, direkt olarak insan beynine hakim
olabilmekte ve olayları istedikleri şekilde yönlendirebilmektedirler. Bu
yaratıkların bir şekilde yok edilmesi gerekmektedir ve bunu yapabilecek
tek kişi de Murdoch’tır. Esrarengiz Dr. Schreber’in yardımı ve kendi
anıları sayesinde kendisiyle ve yaşadığı dünyayla ilgili korkutucu
gerçeklere ulaşacaktır.
CYBER CITY OEDO 808
Cybercity City Oedo 808′in yönetmeni, Animatrix’ de ‘World Record’ bölümünün senaristliğini yapan Yoshiaki Kawajiri senaristleri ise Akinori Endo, Jyuzo Mutsuki. Çizimler zaman zaman eski tarz Amerikan çizgi filmlerini anlatsada,
hikaye genel olarak, suçluları öldürmek için polise yardım etmek zorunda
kalan 3 suçlu üzerine kurulu. Bu 3 kahramanın üzerlerine birer
patlayıcı yerleştirili ve verilen süre içerisinde kendilerine verilen
görevleri gerçekleştirme zorundadırlar. Yapım 3 farklı bölüm halinde OVA (Original Video Animation) olarak
yayınlanmış. Bölüm isimleri ‘Memories of the Past, The Decoy Program ve
Crimson Media şeklinde.Kahramanların (Sengoku, Gogol ve Benten) hikayeleri oldukça eğlenceli
açıkcası. Bu 3 suçlu 300 yıldan belkide daha fazla hapse mahkum edilir
ve başardıkları her görev sonunda ceza süreleri düşürülür. Monoton ve
sıkıcı hapsane hayatından sıkılan 3 kahraman pek istekli olmasalarda bu
anlaşmayı kabuk ederler. Elbette görevleri sırasında Polis Şefi Hasegawa
tarafından boyunlarına geçirilen patlayıcılar sayesinde kontrol altında
tutulurlar.Açıkcası yapım Cyberpunk ögeler açısından özelliklede çizimler çok dolu
değil, ayrıca şimdiki zamana göre düşünülürse çizimler size çok eski
yada kalitesiz görünebilir. Elbette zaman zaman Cyberpunk görselleride
görünmüyor değil.Yapımda var olan toplumun hangi yapıya ait olduğu tam belirgin değil.
Genel olarak yüksek teknolojinin hüküm sürdüğü ama buna rağmen oldukça
düzenli ve sosyal kontrolun olduğu ütopik oluşum karşısı bir toplum
izlenimi uyandırmakta. Bu şekildeki bakış açısı Cyberpunk yapımlarda pek
alışıldık değildir.
BICENTENNIAL MAN
Isaac Asimo'un kısa hikayesini Robert Silverberg ve Nicholas Kazan ile birlikte senaryolaştırıp Chris Columbus tarafından yönetilen 1999 yapımı filmde Robin Williams Andrew adlı bir robotu canlandırır. Yeni milenyumun ilk onunda aşırı ilerlemiş teknolojinin merhamet
duygusunu solladığı bir dönemde Martin ailesi NDR-114 modeli yeni bir
robot satın alır. Ailenin en küçük çocuğu robota Andrew adını verir.
Robot günlük işleri yapmak üzere programlanmıştır. Martin ailesi bir
süre sonra sahip olduklarının sıradan bir makine olmadığını anlar. Çünkü
Andrew insanlara özgü duygulara ve yaratıcı düşüncelere sahiptir.
Andrew birlikte senelerce geçirdiği ailenin hareketlerini, hayatlarını
izler. Zamanla tıpkı onlar gibi olmak ister, onları anlayabilmek ister.
Tıpkı bir insan gibi düşünmeye ve davranmaya başlar. Yıllar sonra
aileden ayrılır. Tek amacı artık gerçek bir insan olmaktır.
BATTLE ANGEL
Yukito Kishiro'nun mangasından uyarlanan 1993 yapımı animenin yönetmeni Hiroshi Fukutomi senaristi ise Akinori Endo'dur.
Doktor Ido çok başarılı bir cyborg
doktorudur. Akşamüzeri, Gökyüzü (Tiphares) şehrinden gelen cyborg
parçalarının toplandığı bir çöplükte yedek parça ararken, çok az da olsa
yaşam belirtisi gösteren bir cyborg başı bulur. Büyük
bir beceri ve çaba sonucunda muhteşem bir vücut oluşturmayı başarır.
Dr. Ido, Galyy ismini verdiği cyborg’a kendi kızı gibi davranmaktadır.
Dr. Ido, Galyy’ den sakladığı gizli bir iş yapmak için gecenin bir vakti
dışarı çıkar. Ancak er ya da geç Galyy, Dr. Ido’ nun bir ödül avcısı
olduğunu öğrenecek ve kendi isteği ile O da bu işe başlayacaktır.
AUTOMATIC
Yönetmenliğini John Murlowski senaryosunu Patrick Highsmith ve Susan Lambert'in üstlendiği filmde insanları şiddetli saldırılardan koruma amacıyla tasarlanmış androidlerden biri tasarımı yapan şirket sahibinin çalışanlarından bir kadına tecavüz ettiğini görünce şirket sahibini öldürür.
ARMITAGE III
Hiroyuki Ochi'nin yönetimi ve Akinori Endo ile Chiaki Konaka'nın senaryosu ile gerçekleştirilen 1994 yapımı bu anime kadın androidlerinde hamile kalabileceği mesajı ile cyberpunk temasında
insan-robot birleşimi olgusunun gelecekte ne kadar ileri gidebileceği
konusunda hayal gücünü zorlamakta.
ANDOROMEDIA
Yönetmenliği Takashi Miike tarafından üstlenilen 1998 Japonya yapımı filmin senaristleri Itaru Era, Masa Nakamuro, Kozy Watanabe'dir.
Ölen kızının anılarını yaşatabilmek için O'nu sanal ortamda tekrar canlandıran bir bilim adamı ve bu teknolojinin peşindeki kötü adamlar...
SLIPSTREAM
Steven Lisberger tarafından yönetilen ve Tony Kayden'in senaryolaştırdığı film dünyanın bozuma uğradığı yakın gelecekte geçen postapokaliptik bir yapım.
RUNAWAY
Michael Crichton'ın yazıp yönettiği gelecekte geçen filmde arızalı robotlar konusunda ustalaşmış bir polis memurunun öldürmeye programlanmış bir robota karşı verdiği savaşı izleriz.
LOOKER
Michael Crichton'ın yazıp yönettiği film Beverly Hilss'de plastik cerrah olan Larry Roberts adındaki bir doktorun Dijital Matrix adındaki bir şirket adına reklamlarda kullanılan mankenleri mükemmel güzelliğe ulaşmalarını sağlamak için yaptığı operasyonlarla başlar. Fakat şirket kadınların dijital kopyalarını üreterek kar etmeyi amaçlamaktadır ve ortaya tuhaf bir silah ve ölümler çıkar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)